Zamanım Yok!

12:00

Herkese Merhaba,

Kimine göre hayatın en güzel evresi öğrencilik iken kimine göre de anılmaması, konuşulmaması gereken bir evredir. Ben, öğrencilik evresini sevenlerdenim. Hatta o kadar çok seviyorum ki hala bitiremedim ve bitiremeyeceğim. Ders çalışmayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve not almayı seviyorum. Tam bir defter ve kurşun kalem koleksiyoneri olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim. :)


Öğrenciliği sevdiğim için pek motivasyon sorunu yaşamıyorum ama yaşayan çok fazla insan tanıyorum. Bu yüzden de sevmeyenler için neler yaptığıma, nasıl çalıştığıma dair bir yazı yazmak istedim ki bir nebzede olsa yardımım dokunabilsin. Sevsek de sevmesek de asıl amaç okulu bitirmek :)

Yanlış hatırlamıyorsam, Yılmaz Erdoğan'ın 'Sevmekle başlıyordu her şey' diye bir şiiri vardı. Durum bundan ibaret olsa da sevemediğimiz bir şeyi yapmamak için türlü bahaneler üretiriz her zaman. Bir düzen oluşturmak istiyorsak öncelikle bahaneleri rafa kaldırıp ne istediğimizi, ne kadar istediğimizi düşünmeliyiz ki bu hayatın her aşaması için öyle.

Her zaman savunduğum tek gerçek; 'sevdiğimiz şeyleri yapalım!' Ama durup bu yazıda sizlere sevmiyorsanız bırakın demeyeceğim. Başka bir yazıda, evet :)




Çok plansız hatta tamamen düzensiz bir insanım. Bunu düzeltmek için hem telefonumdaki hatırlatıcıyı, hem de not defterlerimi kullanıyorum. Düzen oluşturabilmek adına kullandığım 3 farklı defter var ne yazık ki! Birine sadece tarihleri ve önemli günleri yazıyorum. Sınav tarihleri, etkinlik günleri gibi. Diğer ikisine ise sadece yapılacaklar listelerimi yazıyorum ve bunu günlük olarak yapıyorum. Bir işe başlamadan önce koyacağımız bitiş tarihi ya da saati o işi yapma motivasyonumuzu arttırır. Yapacaklarımı yazma sebebim ise hem bitirince üzerini çizerek mutlu oluyorum hem de gün içinde neler yapmam gerektiğini biliyorum.

Eğer benim gibi dikkati çabuk dağılan biriyseniz ve dersleri dinlerken ilginizi kaybediyorsanız vay halimize! Çünkü dersi kaçırdık mı ister istemez bir şeyleri atlıyoruz ki bunun acısı sınav zamanı çıkıyor. Dikkatimi dağıtmamanın yolunu henüz bulamadım ama dersi kaçırmamanın yolunu buldum :) Ses kaydı almak! Sapık gibi girdiğim tüm derslerin ses kayıtlarını alıyorum. Bunun için özel bir ses kayıt cihazına da gerek duymuyorum. Tek yaptığım ön sıraya oturup, telefonumun ses kayıt uygulamasını açmak. Geçen dönem 'Anlamıyorum ben bu hocayı da dersi de!' diye şikayet ederken bu dönem aynı hocanın dersine koştura koştura gidiyorum. İşin ilginç yanı dersi anlamaya başladım çünkü telefonumu elimden bıraktım ve bahaneleri rafa kaldırdım.

Hocanın anlattıkları kayıt olurken, bir yandan da not alıyorum. Hocanın anlattıklarından, dikkatimi çeken kısımlardan, sunumlardan ya da tahtaya yazılanlardan. Çünkü ses kaydını dinlerken görsel bir materyale ihtiyaç duyabiliyorum. Tabii bir de eve gelip ses kayıtlarını temize çekerken, aldığım notlarla karma yapmam, konuyu pekiştirmem gerekiyor.

Bu şekilde anlatınca dersten başımı kaldırmıyor deyimi yerindeyse inek gibi ders çalışıyor, görünüyorum. Bence değil. Sadece zamanınızı ona göre ayarladığınızda derse de her türlü sosyal aktiviteye de zamanınız kalıyor. Çünkü bunları yaparken bloga yazı da yazabiliyorum, dizilerimi de izliyorum, okumak istediklerimi de okuyorum. Arkadaşlarıma da vakit ayırabiliyorum.
Zamanınızı ayarladıktan sonra çok rahat vakit bulabiliyorsunuz her şey. Geçenlerde bir yerde okumuştum. 'Zamanım yok sözünü söylemeyi bıraktıktan sonra ne kadar çok zamanınız olduğunu göreceksiniz.'  Ne düşünürsünüz bilmiyorum ama ben hak verdim :)
Sanırım önce günü planlamalı, sonra yapılacaklara girişmeliyiz.
Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bekliyorum.

Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın :)

Benzer Yazılar

0 Yorum