Blogger tarafından desteklenmektedir.

A Piece of Passion In Life

    • Anasayfa
    • Sağlıklı Beslenme
    • 52 Hafta 52 Değİşİm
    • İyİ Yaşam
    • Tavsİyemdİr
    • _Okunma
    • _İzlenme
    Herkese Selam,

    Tahmin edebiliyorum ki birçok kişi 'Sevgililer Günü' furyasına katılıp, kendini yıpratma daha doğrusu ruhunu sömürebildiği kadar sömürebilme aşamasında.

    Günün anlamı belki güzel olabilir ama bana göre bir anlamı olmayan ve sadece ticaretleştirilmiş sıradan bir gün. Çünkü birbirini gerçekten seven insanların sadece 'bir gün' birbirlerine hediye verdiğine ya da sevgilerini gösterdiklerine pek inanmıyorum. İnanmak da istemiyorum.

    Belki kız arkadaşlarımız bizim ruh eşimizdir ve erkekler sadece eğlenebileceğimiz kişilerdir. * Carrie Bradshaw - Pinterest


    Ama asıl konum sevgililer gününde 'sevgilim yok', 'bir gül bile alanım yok' tribinde olanlarla ilgili.

    Yapmayın! Bunu kendinize yapın!

    Bazı sözleri sürekli duyunca anlamsızlaşır, gerçeklik payı unutulur. 'Hayat, bunun için çok kısa!' gibi mesela. Devamlı kullandığımız bu sözü hangi birimiz dikkate alıyoruz? Neredeyse hiçbirimiz! Ama gerçeklik payı konusunda haklı olduğunu, biraz düşününce fark edebiliyoruz.

    Evet! Hayat, kendimizi tripten tribe sokmak için oldukça kısa.

    Hepimiz zaman zaman hayata karşı depresif olup, kendimizi negatifliğe sürükleyebiliyoruz ya da motivasyonumuzu kaybedip; nerede, ne yapıyorum gibi soruların ucunu kaçırabiliyoruz. Ama biliyoruz ki bunları yenmek, daha sağlıklı düşünebilmek de bizim elimizde.

    Aşağıya 8 adet TED Talks videosu linki bırakıyorum, biraz olsun motivasyonunuzu bulabilmeniz; kendinizi fark edebilmeniz ve ucunu kaçırdığınız sorulara cevap bulabilmeniz adına.

    1. Tony Robbins - Why We Do What We Do
    2. Brene Brown - The Power of Vulnerability
    3. Amy Cuddy - Your Body Language Shapes Who You Are
    4. David Kelley - How to Build Your Creative Confidence
    5. Elizabeth Gilbert - Success, Failure and the Drive to Keep Creating
    6. Brene Brown - Listening to Shame
    7. Matt Cutts - Try Something Now For 30 Days
    8. Meaghan Ramsey - Why Thinking You're Ugly is Bad For You

    Biz istemediğimiz sürece kimse bizi bir yerlere getirmez ya da istediklerimizi önümüze sermez kaldı ki sererse de bir kıymeti kalmaz. Çünkü insan, bir şeyi başardığı zaman kendi varlığından emin olur. 



    İngilizce olmaları sizi korkutmasın çünkü Türkçe altyazı seçeneği var.

    Umarım Sevgililer Günü vesilesiyle siz de ufak da olsa bir 'farkındalık' yaratabilirim.

    Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın! ❤



    Devamını Oku
    Herkese Selam,

    Kitap okumaya daha okuma - yazma bilmeden merak saldım. Akılalmaz gelse de öyle. Her gün okul dönüşü ablamla annem Cin Ali serisini okurlardı yüksek sesle. Daha anaokuldaydım ve pür dikkat onları dinlerdim. Bir gün kitabı elime alıp başladım okumaya. Okumaya dediysem ezberlediklerimi anlatmaya 😃

    Okumayı öğrendiğim günden beri de mümkün olduğunca çok okumaya çalıştım. Başlarda her bulduğumu okurken artık seçmeye, didiklemeye başladım.

    Ama bugün yeni bir şey duydum.



    Tefrika Roman.

    Gazetede günlük olarak yayımlanan ve daha sonra toplanıp, basılan kitaplara verilen isim.

    Yaşım itibariyle ben o zamanları göremedim ve duyamadım. Fotoromanları bile okuyamadım. 80'ler de genç olmayı hep bu yüzden istedim sanırım.

    Günümüzde klasikleşmiş birçok roman, döneminde tefrika romanmış aslında.

    1. Monte Kristo Kontu  / Alexandre Dumas - 1844
    2. Gurur Dünyası (Vanity Fair) / William Makepeace Thackeray - 1847
    3. Tom Amca'nın Kulübesi (Uncle Tom's Cabin) / Harriet Beecher Stowe - 1851
    4. Kuzey ve Güney (North and South)  / Elizabeth Gaskell - 1854
    5. Madam Bovary  / Gustave Flaubert - 1856
    6. Beyazlı Kadın (The Woman in White)  / Wilkie Collins - 1859
    7. İki Şehrin Hikayesi ( The Tale of Two Cities) / Charles Dickens - 1859
    8. Suç ve Ceza (Crime and Punishment)  / Fyodor Dostoevsky - 1866
    9. Denizler Altında 20,000 Fersah (20,000 Leagues Under the Sea)  / Jules Verne - 1870
    10. Middlemarch: Taşra Yaşamı Üstüne Bir Çalışma (Middlemarch: A Study of Provincial Life)  / George Eliot - 1871
    11. Anna Karenina / Lev Tolstoy - 1875
    12. Bir Kadının Portresi (The Portrait of a Lady) / Henry James - 1880
    13. Define Adası (Treasure Island) / Robert Louis Stevenson - 1881
    14. Kaybolan Masumiyet (Tess of D'Urbervilles) / Thomas Hardy - 1891
    15. Dünyaların Savaşı (The War of the Worlds) / H.G. Wells - 1897
    16. Karanlığın Yüreği (Heart of Darkness) / Joseph Conrad - 1899
    17. Baskerviller'in Köpeği (The Hound of the Bakervilles) / Sir Arthur Conan Doyle - 1901
    18. Chicago Mezbahaları (The Jungle) / Upton Sinclair - 1905
    19. The Nine-tailed Turtle / Zhang Chunfan - 1906
    20. Operadaki Hayalet (The Phantom of the Opera) / Gaston Leroux - 1909
    21. Gizli Bahçe (The Secret Garden) / Frances Hodgson Burnett - 1910
    22. Ulysses / James Joyce - 1918
    23. Boyalı Peçe (The Painted Veil) / W. Somerset Maugham - 1924
    24. Silahlara Veda ( The Farewell to Arms) / Ernest Hemingway - 1929
    25. Karanlıkta Kahkaha (Laughter in the Dark) / Vladimir Nabokov - 1932
    26. Geceler Tatlıdır (Tender is the Nights) / F. Scott Fitzgerald - 1934
    27. On Küçük Zenci (And Then There Were None) / Agatha Christie - 1939
    28. Soğukkanlılıkla (In Cold Blood) / Truman Capote - 1965
    29. Las Vegas'ta Korku ve Nefret (Fear and Loathing in Las Vegas) / Hunter S. Thompson - 1971



    Bu listede yer alan ve hala okumadığım birçok kitap olduğunu fark ettim. Okunacaklar listeme yenilerini eklemeye doymuyorum ne yazık ki! 😊

    Siz hangilerini okudunuz? Bildiğiniz tefrika romanlar var mı?

    Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın! ❤

    Devamını Oku
    Herkese Selam,

    Biyografi okumaya ilk Can Dündar'ın yazdığı Birand kitabıyla başlamıştım. Can Dündar'ın kaleminden mi yoksa Birand'ın hayatı beni etkilediğinden mi bilmem o gün bu gündür biyografi okumaktan ayrı bir zevk alıyorum.

    Yaşanan hayatlarda eski zaman anlatımları, yaşanılanlardan çıkarılan dersler farklı bir şekilde anlamlı geliyor.

    Nejat İşler'i ilk Gülbeyaz dizisinde tanımıştım neredeyse herkes gibi ama bu kitapta gördüm ki daha öncesi de varmış.

    Nejat İşler, kitabı sanki yazmak zorundaymış gibi yazdığını belirtmiş kitabın başında ya da bana öyle geldi fakat hani vardır ya 'yazmış olmak için yazılan kitaplar' onlardan değil. Samimi yazılmış belli. Sanki Nejat İşler ile aynı rakı masasına oturmuşsun da sana anılarını anlatıyor havası var kitapta.
    Belli bir jargon kullanmış, anlamakta zorlanmıyorsun. Argo demek istemediğim için jargonu kullanıyorum çünkü biraz külhanbeyvari.



    Kısacası kitabın kendine ait bir havası, anlatımı var. Aslında Nejat İşler'in daha önce dergilerde yayınlanmış yazılarını okuyanlar nasıl bir havadan, anlatımdan bahsettiğimi anlamıştır.

    Kitap, 182 sayfa. 29 farklı bölümden oluşuyor. Kimi bölümde çocukluğundan bahsediyor kimisinde arkadaşlarından. Gümüşlük'e neden taşındığını da anlatmış, Tuncel Kurtiz'e, Savaş Ay'a olan sevgisini de.
    Hatta rüyasını bile..

    Tebessümle okuyorsun kitabı.

    Altı çizilecek güzel cümleler vardı kitapta fakat abartmayıp, 'hmmmm' dedirtenleri çizdim. 😊

    '... masaya gelen, selamını, değere göre değil, 'geçer akçe'ye göre verirse, kibarca masadan kalk, seni de insan enflasyonuna katar.' 

    'Sadece nefesini sevdiğim birinin yakınlarda olması beni rahatlatır. Bencilce bir şey, biliyorum. Ama birbirimize ihtiyacımız olduğunu hissediyorum ve bunu değerli buluyorum. '

    'Mekanların ruhunu insanlar belirliyor gibi gelir bana hep.' 

    'Bu memlekette kadın olmak bizatihi devrimci bir durum.'

    Kitapta birçok güzel film ve kitap isimleri de vermiş Nejat İşler. Reservoir Dogs, Her Temas Bir İz Bırakır, Soğukkanlılıkla, gibi..

    Kitaptan,
    Nilgün Marmara'nın 80'lerde Gümüşlük'te pansiyon işlettiğini, 
    Savaş Ay'ın asker kaçağı olduğunu, 
    Barda filminin gerçek bir hikaye olduğunu ve bu yüzden dava açıldığını hatta dava açan kişinin daha sonra Hrant Dink Cinayeti'nde görgü tanığı olarak konuştuğunu; ,
    Nejat İşler'in Steve Jobs esprisine maruz kaldığını öğrendim 😊

    Bir biyografi severseniz ya da içten yazılmış bir eser okumak isterseniz, alın okuyun..

    Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın! ❤

    Devamını Oku
    Herkese Selam,

    Son zamanlarda mutlaka bir yerlerde karşılaştığımız bir sözcük var; Minimalizm.

    Kökü 1960'lara dayanan kelimenin öz tanımı ise 'Sadelik'

    Sade bir yaşam, huzurlu bir yaşamın anahtarı gibi geliyor kulağa ama hangi açıdan 'sade' olmak istediğimiz de önemli sanki.

    Birkaç maddelik bir liste oluşturdum, hayatımızın karmaşıklığına biraz 'es' verip sadeleşebilmek adına. 😊



    1. Haftada bir gün boyunca 'offline' kalın. 
        Tüm teknolojik cihazlardan uzak durun mesela. Geçen aylarda bir gün boyunca denedim; bol bol kitap okudum. Yazı yazdım. Yürüyüşe çıktım ve sevdiklerimle vakit geçirdim, telefonum yanımda olmadan. Günün keyfini çıkardım. Oldukça huzurlu hissettim ama bir bağımlı olduğum için zaman zaman telefonumu aramadım değil hani.

    2. Gün içinde şikayet etmeyin. 
        Bu yazımda mutsuz olduğumuzdan ve mutlu olmak için çabaladığımızdan bahsetmiştim. Şikayet etmek de bir mutsuzluk sebebi bana göre. Çünkü ettiğimiz her şikayet ruhumuzdan bir parçayı alıyor. Düşünün mesela, otobüste ya da trafikte birine sinirlendiniz sabah, kendi kendinize şikayet edip durdunuz. Karşınızdaki kişinin bundan haberi bile olmadığı gibi güne kötü başladınız. Gerek var mı?

    3. Ana önceliklerinizi tanımlayın. 
       En önemli önceliğiniz nedir? Aileniz, işiniz ya da arkadaşlarınız.. Her konuda ve her durumda ana önceliklerinizi belirleyin. İşinizi yaparken de ana önceliklerinizi belirlerseniz, yapılacaklar listenizi daha başarılı hazırlamış olursunuz.

    4. Okuma listenizi düzene koyun.
        En merak ettiğiniz kitaplardan bir liste oluşturursanız, hem okuma alışkanlığınıza bir faydası olur hem de uzun uzun listelerden kurtulursunuz.

    5. Kıyafetlerinizi ayıklayın.
        Sanırım en çok bilinen minimalizm örneği budur. Ama zaten bunu senede iki defa yazlık - kışlık kapsamında yaparız. Hatta ayırdığımız kıyafetleri bağışlayıp, iyilik yaptığımız için kendimizle gurur duyarız. Yeni bir şey mi, hayır! 😊 Ama ruhen oldukça rahatlatıcı.




    6. Sevmediğiniz insanları takip etmeyin ve görüşmeyin. 
        Sevmediğimiz insanlarla yaptığımız her konuşma, gördüğümüz her paylaşım bize bir parça mutsuzluk katar. Bir insanı sevmeyip, takip etmek günümüzün en saçma ama en çok yapılan hareketi. Bile bile lades deyip, kendimizi huzursuzluğa sürüklüyoruz.

    7. 24 saat boyunca hiçbir şey satın almayın.
        Yapılabilir gibi gelse de o gün almadığınız şeyleri bir gün sonraya bırakıp, almaya kalkışmayın bence. Gerçekten isteyip, istemediğinize veya ihtiyacınız olup, olmadığına karar verirseniz; daha sağlıklı bir alışveriş yapabilirsiniz.

    8. Sabah ritüeli oluşturun.
        Güne erken başlayıp, kendinize bir plan oluşturun. Mesela, ufak bir egzersiz yapın, duş alın, günlük köşe yazılarını okuyun, vs. Sabah ritüelinde zamanı kendinize ya da sevdiklerinize ayırırsanız, güne enerjik ve mutlu başlarsınız.

    9. Yürüyüş yapın.
        Her gün olmasa bile haftada iki - üç gün yürüyüş yapın. Hem sağlık için hem de doğanın farkına varabilmek adına adım atın. Bu sürede teknolojiden uzak durmak iyi hissetmek için büyük bir adım olur.

    10. Bildirimlerinizi kapatın. 
         Telefon bildirimleriniz olur, bilgisayar bildirimleriniz olur. Kapatın hepsini. İnanın daha özgür hisettiriyor. Uzun bir süredir sosyal medya hesaplarımın tamamının, mail ve konuşma uygulamalarının da bir kısmının bildirimleri kapalı. Bildirim geldiğini görmediğim için illa bakma hissi duymuyorum. Yani üzerimde herhangi bir baskı yok. Bir günlük bir denemeden kimseye zarar gelmez bence 😊



    Hayatımızda bir şeyleri değiştirmek, istediğimiz hale getirebilmek elimizde, dememe gerek yok çünkü bunu biliyoruz. Sadece nereden başlayacağımızı bulmak da zorlanıyor, başlamak için 'motivasyon'umuzu bulamıyoruz. Aslında bu da içimizde. İstemek başarmaya bir adımdır bence.

    'Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır minimalizm' demiş, Hegel. Bence güzel de demiş. Sadeleştirip, içini dolduralım hayatımızın.

    Sağlıkla ve Sevgiyle Kalın!
    Devamını Oku
    Yenİ
    Yazılar
    Eskİ
    Yazılar

    Hakkımda

    Fotoğrafım
    Ayşe Baykal Girginkoç
    Hayat, ciddiye almak için çok kısa; keyif almak için çok uzun bence..
    Profilimin tamamını görüntüle

    Takİp Edİn

    • facebook
    • twitter
    • instagram

    En Son Yazılanlar

    E-Posta Gönderelim!

    * indicates required

    Arşİv

    • ►  2022 (1)
      • ►  Nisan 2022 (1)
    • ►  2019 (13)
      • ►  Mart 2019 (6)
      • ►  Şubat 2019 (3)
      • ►  Ocak 2019 (4)
    • ►  2018 (12)
      • ►  Aralık 2018 (6)
      • ►  Kasım 2018 (2)
      • ►  Eylül 2018 (1)
      • ►  Temmuz 2018 (1)
      • ►  Nisan 2018 (1)
      • ►  Ocak 2018 (1)
    • ▼  2017 (12)
      • ►  Temmuz 2017 (1)
      • ►  Haziran 2017 (2)
      • ►  Mayıs 2017 (1)
      • ►  Mart 2017 (3)
      • ▼  Şubat 2017 (4)
        • Bakış Açısı Oluşturabilecek 8 TED Talks Videosu
        • Yayımlanmış 29 Tefrika Roman
        • Gerçek Hesap Bu! / Nejat İşler
        • Minimalizme 10 Adım..
      • ►  Ocak 2017 (1)
    • ►  2016 (34)
      • ►  Aralık 2016 (2)
      • ►  Kasım 2016 (1)
      • ►  Ekim 2016 (4)
      • ►  Temmuz 2016 (4)
      • ►  Haziran 2016 (1)
      • ►  Mayıs 2016 (3)
      • ►  Nisan 2016 (4)
      • ►  Mart 2016 (4)
      • ►  Şubat 2016 (6)
      • ►  Ocak 2016 (5)
    • ►  2015 (4)
      • ►  Kasım 2015 (3)
      • ►  Ekim 2015 (1)

    İletİşİm Formu

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Son Okunanlar

    • Freddie VS Müslüm - Bu Bir His Savaşıdır!
    • Ertelemek Kaçmaktır, Değil Mi?

    En Çok Okunanlar

    • 20li Yaşlarda Okunması Gereken 12 Kitap
    • Kaliteli Zaman ft. İyi İlişkiler!
    facebook Twitter instagram

    Created with by Ayşe Baykal | Distributed By A Piece of Passion in Life

    Back to top