Blogger tarafından desteklenmektedir.

A Piece of Passion In Life

    • Anasayfa
    • Sağlıklı Beslenme
    • 52 Hafta 52 Değİşİm
    • İyİ Yaşam
    • Tavsİyemdİr
    • _Okunma
    • _İzlenme
    A Herkese Selam,

    Bu hafta yeni görevi duyururken öncesinde yazdığım geçen haftanın özetine, bir başarısızlık hikayesi eklemek istiyorum.

    10. hafta görevi olan şeker detoksunu başarılı bir şekilde sonuçlandıramadım. Bunun için çok geçerli sebeplerim vardı. Geçtiğimiz hafta, Sevgililer Günü haftası, işim sebebiyle gündemimdeydi ve sabahın çok erken saatlerinden neredeyse gece yarılarına kadar bilgisayar başında çalıştım. Bu yoğunluk arasında aslında bir detoks sürecinde olduğum aklıma bile gelmedi ve önüme konan ne varsa afiyetle tükettim. Bir de salı günü itibariyle faranjit olmam ve bu sürecin gribe çevirmesi derken hiç dinlenemeden, günlerin geçtiğini dahi fark edemeden, bir baktım pazar günü gelmiş.

    Sürpriz. İlk başarısızlık. 👊

    En son çalıştığım Amerikan menşeili firmanın iş prensibi şuydu; 'Sen neyi iyi yapabilirdin?'

    Bu prensip, ilk duyduğum günden çalıştığım 7. aya kadar hep sorgulamama sebep oldu. Çünkü özünde yatan tek şey, aslında bahanelere sığınmamak. Hepimiz özümüzde bahaneler üzerinden ilerliyoruz. Her an, her durumda bir bahanemiz var ve bu bahaneler hep dış kaynaklı. Peki ya bizim hiç mi suçumuz yok?

    Yukarıda sıraladığım bahanelerimde tek planlamadığım durum faranjit olmamdı. Çünkü bir sabah kalktım ve faranjittim. 14 Şubat haftasında geç saatlere kadar çalışmam gerektiğini aylar öncesinden biliyor ve ister istemez önüme yiyecek geleceğini de tahmin ediyordum. Yani kısacası detoks sürecini başarıyla tamamlamak isteseydim bahaneleri görmeyecektim. Kaldı ki hasta olmamla şeker tüketmememin bir alakası olmadığı gibi tüketmediğim durumda daha çabuk bile iyileşebilirdim.


    10. görevi bir bakıma bile isteye tamamlamamış ve bahanelere sığınmayı tercih etmiş bulunmaktayım.
    Günah çıkardığıma göre yeni göreve geçelim mi?

    11. Görev; 18.02.2019 - Her Güne Bir Belgesel

    Geçtiğimiz görev yazısında  That Sugar belgeselinden bahsedince belgesel izlemenin genel kültüre olan etkisini bir kere daha hatırladım. Çünkü bambaşka konularda bilgi sahibi olabiliyorken televizyon izlerken geçirdiğiniz vakti değerli kılabiliyorsunuz.

    Doğru bilgiye ulaşabilmek her geçen gün daha da zor hale geliyor. Bu durumda bilgi edinmek için tek bir kaynağa bağlı kalmak yerine birden çok ve birbirinden farklı görüşlerdeki kaynaklara bakmak her daim daha mantıklı geliyor bana doğru bir bakış açısı için. Çünkü aldığımız her bilgiye körü körüne inanmak yerine bir filtreleme özelliğine sahip olmamıza imkan sağlamış oluyor. Bu yüzden de oturup televizyondaki mantık dışı dizilerimizi izlemek yerine akşamlarımıza neden bir renk katıp daha faydalı ve bilinçli zamanlar geçirmeyelim ki!

    Bu hafta her akşam bir belgesel izleyeceğim, önceliğim ise Oscar'a aday belgeseller.

    Mesela, ilk izlemek istediklerimden biri RBG. Yüksek Yargıç Ruth Bader Ginsburg'ün konu olduğu belgeselde, kadın hakları ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelesi anlatılıyor. 

    Var mı izlememi önerebileceğiniz belgeseller, yorumlarda buluşsak?


    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!


    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!

    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!
    6. Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At
    7. Günü Planla! 
    8. Her Güne Bir Kayıt!
    9. Sosyal Medya Detoksu
    10. Şeker Detoksu
    Devamını Oku
    Herkese Selam, 


    İnternet kullanımının yaygınlaşması ve sosyal medya mecralarının artmasıyla hepimizin birer telefon bağımlısı olduğu varsayılmaya başlandı. Nasıl ki bir şeyleri abarttığımızı düşündüğümüzde illa bir arınma seansına girmemiz ve etkilerinden kurtulmamız gerektiğine inanıyorsak sosyal medya için de aynı durum baki. Nasıl bir arınma peki bu? Biraz es verme, belki biraz nefes alma diyebiliriz. Kısacası Sosyal Medya Detoksu.. 

    Birer telefon bağımlısı mısınız? Bilmiyorum. Ama ben değilmişim, bunu öğrendim. Nasıl mı?

    Ani bir kararla önce Instagram hesabımı dondurdum, sonra da diğer tüm hesapların uygulamalarını telefonumdan kaldırdım ki elimin altında bulunmasın. Böylece bir hafta boyunca herhangi bir sosyal medya uygulaması kullanmadım. Teknolojiye dair diğer kullanımlarımı da sınırlandırmak isterdim fakat bunu çalışmadığım, iş yaşantıma ve sosyal yaşantıma ara verdiğim, herhangi bir tatil döneminde yapmak; günümüz şartlarında daha uygun olacak sanırım. 

    Bu detoks sırasında fark ettim ki sosyal medyanın, aslında hepimizin yakındığı sahteliğinden; göstermelik paylaşımlarından ve birbirinin kopyası içeriklerinden oldukça sıkılmışım. Ama asıl farkındalığım sosyal medyayı sadece işim gereği kullanmak zorunda olduğum. Blog yazmayı seviyorum fakat yazdığım içeriklerin birilerine ulaşması gerekiyor ki yazmak için kendimi perçinleyebileyim. Yazdıklarım birilerine ulaşsın ki hayatlarımızda ufak da olsa farklı pencereler açılsın. Bu yüzden bir bakıma iş olarak görüyorum sosyal medyayı. Nasıl ki çalıştığımız işlerden, sorumluluklarımızdan bunalıyorsak bunu da öyle düşünebilirsiniz. Kısacası demem o ki zaten anı, anda yaşayan, paylaşımların ve yaptığı etkileşimlerin farkında olarak sosyal medyayı kullandığımı bu süreçte anlamış oldum. Kim nerede ne yaptıdan ziyade bilinçli kullanmayı öğrenmek gerekiyor sanırım. Çünkü internet, bir sürü gereksiz bilginin arasında faydalı içeriklerin de varolduğu bir platform. İşte bu faydalı içerikleri bulabilmek ve takip edebilmek önemli. 




    Sosyal medya bağımlısı olmadığımı öğrendim ama peki ya şeker bağımlısıysam? 


    Yeni görev ☺


    10. Görev; 11.02.2019 - Şeker Detoksu



    Şekerin vücudumuza zarar verdiği hatta uyuşturucu bir madde olduğu şu dönemde oldukça duyduğumuz bir yargı. Bununla birlikte her bağımlılık gibi bu da tabii ki zararlı. O yediğimiz tatlılar, çikolatalar her ne kadar masum ve yemesi keyifli gibi görünse de vücudumuz kapalı bir mekanizma. İçeride ne olduğu dışarı yansımadığı sürece nelerin olup bittiği hakkında hiçbir fikrimiz yok. İşte bu etkiyi de sıfıra indirmemiz sadece isteğimizle sınırlı kaldığından dolayı ayda bir yapılacak detoksla etkisini azaltmak hatta soğumamıza vesile olmasını sağlamak oldukça mantıklı.

    Şekerle ve vücudumuza etkisi ile daha detaylı bilgi edinmek isteyenleri en sevdiğim belgesel olan That Sugar 'a yönlendirirken, başladığım şeker detoksuna son hızla devam ediyor olacağım. 

    Paketli tüm ürünlerden, içinde şeker olabilecek tüm yiyeceklerden uzak durarak bu hafta bir sınav vereceğim. Birçok kez şekersiz hayatı denedim fakat hep sonu hüsran oldu. Çünkü tatlıyla seviyeli bir ilişkimiz var. Ara ara abartarak her gün bir jelibon paketi bitirecek kadar seviyeli bir ilişkiden bahsediyorum. Bu yüzden bu detoks iyi gelecektir ki 1 hafta, 1 haftadır. 

    Her ne kadar şu an başağrısı ve gerginlik vücudumda kol gezse de denemeye değecek. 

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!

    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!
    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!
    6. Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At
    7. Günü Planla! 
    8. Her Güne Bir Kayıt!
    9. Sosyal Medya Detoksu
    Devamını Oku
    A Herkese Selam,

    Siz bu yazıyı okumaya başladığınızda ben detoksu bitirmiş oluyorum. Çünkü sosyal medya kullanmadığım için herhangi bir sosyal medya platformunda da paylaşılmadı.

    Geçen hafta podcast ve TED videolarına bakarken fark ettim ki sosyal medyada çok fazla vakit harcıyorum. Gerek işimden dolayı gerek kendi tercihim derken, günde minimum 2 saatimi telefonda geçiriyorum. Bu durum beni artık çok rahatsız etmeye başladı. Bir yandan da sürekli aynı paylaşımları, birbirini taklit eden insanları görmek artık bunaltmıştı.

    Anlık bir kararla yeni haftanın görevini belirlemiş oldum ☺



    9. Görev; 28.01.2019 - Sosyal Medya Detoksu

    Instagram profilimi dondurdum ve aktif kullandığım Facebook, Twitter uygulamalarıyla beraber telefondan kaldırdım. Telefonu elime her alışımda otomatik olarak sosyal medya klasörüne ilerlesem de eksikliğini hissetmedim. Yapılacaklar listemi epey hafiflettim. İzlediğim dizide oldukça ilerledim ve uzun bir süredir okuyamadığım kadar çok sayfa kitap okudum. Yine de bitiremedim ama bu da bir adımdır dedim. 

    Asıl fark ettiğim ise sıkıntılı biraz da stresli bir hafta geçirmiş olmama rağmen düşük dozda mutsuz hissettim kendimi. Genel olarak keyfim yerindeydi ve kimin ne yaptığını merak etmedim. Telefonumun varlığını bile hissetmedim. 

    Anı yaşamayı, hissettiklerimi kontrol etmeyi, merakımı farklı yönlere kaydırmayı ve yapmacıklıktan uzaklaşabilmeyi öğrendim. 

    Mutlaka bir haftada olsa deneyin!

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!

    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!
    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!
    6. Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At
    7. Günü Planla! 
    8. Her Güne Bir Kayıt!
    Devamını Oku
    Yenİ
    Yazılar
    Eskİ
    Yazılar

    Hakkımda

    Fotoğrafım
    Ayşe Baykal Girginkoç
    Hayat, ciddiye almak için çok kısa; keyif almak için çok uzun bence..
    Profilimin tamamını görüntüle

    Takİp Edİn

    • facebook
    • twitter
    • instagram

    En Son Yazılanlar

    E-Posta Gönderelim!

    * indicates required

    Arşİv

    • ►  2022 (1)
      • ►  Nisan 2022 (1)
    • ▼  2019 (13)
      • ►  Mart 2019 (6)
      • ▼  Şubat 2019 (3)
        • 52 Hafta 52 Değişim - 11. Her Güne Bir Belgesel
        • 52 Hafta 52 Değişim - 10. Şeker Detoksu
        • 52 Hafta 52 Değişim - 9. Sosyal Medya Detoksu
      • ►  Ocak 2019 (4)
    • ►  2018 (12)
      • ►  Aralık 2018 (6)
      • ►  Kasım 2018 (2)
      • ►  Eylül 2018 (1)
      • ►  Temmuz 2018 (1)
      • ►  Nisan 2018 (1)
      • ►  Ocak 2018 (1)
    • ►  2017 (12)
      • ►  Temmuz 2017 (1)
      • ►  Haziran 2017 (2)
      • ►  Mayıs 2017 (1)
      • ►  Mart 2017 (3)
      • ►  Şubat 2017 (4)
      • ►  Ocak 2017 (1)
    • ►  2016 (34)
      • ►  Aralık 2016 (2)
      • ►  Kasım 2016 (1)
      • ►  Ekim 2016 (4)
      • ►  Temmuz 2016 (4)
      • ►  Haziran 2016 (1)
      • ►  Mayıs 2016 (3)
      • ►  Nisan 2016 (4)
      • ►  Mart 2016 (4)
      • ►  Şubat 2016 (6)
      • ►  Ocak 2016 (5)
    • ►  2015 (4)
      • ►  Kasım 2015 (3)
      • ►  Ekim 2015 (1)

    İletİşİm Formu

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Son Okunanlar

    • Freddie VS Müslüm - Bu Bir His Savaşıdır!
    • Ertelemek Kaçmaktır, Değil Mi?

    En Çok Okunanlar

    • 20li Yaşlarda Okunması Gereken 12 Kitap
    • Kaliteli Zaman ft. İyi İlişkiler!
    facebook Twitter instagram

    Created with by Ayşe Baykal | Distributed By A Piece of Passion in Life

    Back to top