Blogger tarafından desteklenmektedir.

A Piece of Passion In Life

    • Anasayfa
    • Sağlıklı Beslenme
    • 52 Hafta 52 Değİşİm
    • İyİ Yaşam
    • Tavsİyemdİr
    • _Okunma
    • _İzlenme
    A Herkese Selam,

    İki aydır düzenli bir şekilde değişim yazıları yazıyorum. 52 haftada hayatımda büyük şeyler değişiyor mu bilmiyorum ama bu bile bir istikrar sağladığımın kanıtı. 

    Geçen haftanın görevi ile yapmam gereken işleri az biraz da olsa düzene sokup, hafiflettim. Bu yüzden her güne başlarken ufak bir yapılacaklar listesi oluşturuyorum. Bazen daha ayrıntılı, bazen daha üstünkörü. Ama ne yapmam gerektiğini bildiğim için günümü rahatlatıyor. Mesela yapmam gereken çok iş olduğu için kendimi her daim gergin hissediyordum ve bu yüzden ne kitap okuyabiliyor ne de bir şeyler seyredebiliyordum. Ama pazar gününü ardarda 5 bölüm Gilmore Girls izleyerek geçirdim ki hiç rahatsızlık duymadan. 

    Yeni haftaya başlarken kendimi biraz daha geliştirmek istiyorum artık. Mesela müzik dinlemeyi seviyorum ama Spoify'da devamlı aynı şarkıları dinlemekten bunaldım. Radyo dinlemek ise her an ruhumu doyurmayabiliyor. Birkaç ay önce podcast dinlemeye başlamıştım. 




    Podcast nedir derseniz? Podcasting, çoğunlukla dizi halindeki dijital medya ürünlerinin internet üzerinden -genellikle feed yoluyla- bilgisayar ve taşınabilir cihazlara indirilebilecek şekilde yayınlanması. Bu şekilde indirilmiş dosyalara ise podcast denir. 

    Yani artık sabah işe giderken ya da işten dönerken, trafikte geçen zamanı daha anlamlı hale getireceğim. 

    Yeni görev geliyor!

    8. Görev; 21.01.2019 - Her Güne Bir Kayıt!


    Dinleti olarak adlandırdım ama bu bir podcast de olabilir TED konuşması da olabilir. Hatta TED konuşmalarına yönelmek istiyorsanız bu yazıdakilere mutlaka bakın derim. 
    Her gün bir podcast ya da TED konuşması ile yeni bir şey öğrenip, yeni bir farkındalık kazanacağım. Bu şekilde zamanı daha etkili kullanabileceğimi de düşünmüyor değilim. Ayrıca İngilizce konuşmaları dinlemek, kulak aşinalığı sağlayacağı için her gün pratik yapamayan biri için güzel bir deneme olacaktır. 

    Podcast dinleyebilmek için özel uygulamalar indirmeniz gerektiği gibi telefonunuzda Spotify varsa oradakilere de bakabilirsiniz. 
    iPhone kullanıcılarının özel bir uygulama indirmesine gerek yok eğer silmediyseniz, telefonunuzda zaten yüklü olması lazım ama Android kullanıcıları için Castbox uygulaması ile çok güzel podcastler dinleyebilirsiniz. 

    - Annemin Plakları
    - Girişimci Muhabbeti
    - The Documentary
    - Filozofun Yolu 

    gibi kayıtlar benim severek dinlediklerim. Varsa sizin de önerileriniz yorumlarda buluşalım. 

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!

    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!
    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!
    6. Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At
    7. Günü Planla! 



    Devamını Oku
    A Herkese Merhaba,

    2018 senesinde iş kurma telaşına düştüğümüz için hiçbir yere gidebilme imkanımız olmamıştı. Çünkü ellerimizde her anıyla bize muhtaç bir şey vardı ve vakit ayırmamız gerekiyordu. Ne zaman 'bir yerlere mi gitsek?' acaba diye bir cümle kursak, gerçekliğimize dönüp, 'olmaz ama gidemeyiz hem oraya harcayacağımız bütçeyle şunu yapalım' diyerek kendimizi frenliyorduk. Kendimizi toparlar toparlamaz 'Hadi!'  dedik.


    Mevsim kış, çok uzak bir yere gitme imkanımız yok. Günü birlik gidebileceğimiz bir yer arıyoruz. Nereye gitsek derken Yol Arkadaşım, 'Trenle Sapanca'ya gidelim' dedi. Hemen başladık araştırmaya. Ne yapmalı, nereye gitmeli, herkesin bayıldığı Maşukiye'ye mi gitmeli yoksa farklı bir rota mı çizmeli derken önce bilet işini halletmeli dedik. Malum şu ara tren yolculuklarına özel bir ilgi var. Trenle yolculuk için Sapanca biletleri 2 gün önceden satışa çıkıyor. 5 Ocak tarihi için biletlerimizi riske atmamak adına 3 Ocak günü satışa çıkar çıkmaz aldık. Pendik - Mithatpaşa arası 1 saat 24 dakika. Kişi başı tam bilet 13,50 TL, Öğrenci ise 10,50 TL. Tren Maşukiye'den de geçiyor ama Sapanca ile arasında yaklaşık 3 saatlik bir yol var yürüyerek gitmek isterseniz. Araba şart yani. Toplu taşıma gibi durumlar söz konusu olabilir fakat biz direkt göl kenarını ve Sapanca merkezi tercih ettik.


    En büyük sıkıntımız, Sarıyer ve Bağcılar'dan kalkıp sabahın  8'inde Pendik'ten kalkan trene yetişmek oldu. İstanbul'da yaşayanlar ne demek istediğimizi anladılar. Minimum bir masrafla gitmek istediğimiz için toplu taşıma tercih ettik. Sabah 6 otobüsleriyle en yakın metroya varıp, metro ile gitmeyi hedefledik ki günümüzün kahramanlarından biri de Pendik metrosundan çıkar çıkmaz karşılaştığımız ve Tren İstasyonu'na giden minibüs şoförüydü. Zira metrodan indiğimizde saat 07:53'tü ve upuzun bir yürüme yolunu yürüyüp gün yüzüne çıktığımızda 07:58'e geliyordu. Minibüs bizi tam 08:00'de indirdi ve alt geçide girdik, hiçbir yerde bir tane bile tabela olmadığı için bir aşağı bir yukarı tamamen kesilen nefemizle koşuşturduk. Çalışan görevlilerden duyduğumuz tek cevap ise 'oradan gideceksiniz!' orası neresi tam bir muamma. Trenin düdüğünü duyduğumuzda içimiz cız etti. Nefes alamaz haldeyken, bağırıp çağırdık ve o saatte bulabileceğimiz tek açık ve hayatımızın en kötü kafesine gidip oturduk. Nefes darlığım sebebiyle devamlı öksürüyor ve sinirden deliye dönmüş durumdaydım. Bir kere daha fark ettim ki büyükşehirde yaşıyorsan hayatın ve bir yerlere yetişebilme durumun hep başkalarına bağlı. Neyse..

    Sapanca Tren İstasyonu

    Bir sonraki tren 10:20'de. Biletleri önceden gidiş-dönüş aldığımız için dönüş biletlerimiz hala duruyor. Kılpayı da olsa treni kaçırdığımız için gidiş biletlerimiz yandı tabii ki. Sapanca'da göl manzarasına karşı kahvaltı yapma hayalimiz, Pendik'te bir kafede poğaça ve böreklere gömülmeyle son buldu. Nefes alabilir bir hale gelip, kendimizi toparlayınca ne yapacağımıza karar verdik. 10:20 trenine bilet alıp yolculuğumuza devam edecektik. Hemen internet sitesinden biletlerimizi aldık ve saati beklemeye başladık ki ancak toparlayabildik kendimizi zaten.

    Çocukluğumda İzmir-Aydın arasında trene binmişliğim vardı fakat bu bambaşka bir keyif. Ne kadar kısa mesafede olsa mutlaka hayatınızda bir kere tadın bu keyfi.

    Soba görmek, soba başında büyümüş her insanı mutlu eder bence.

    İşte asıl yolculuk şimdi başlamıştı. Trene bindik, bir güzel yerleştik. Tren hareket etmeye başladığında oldukça heyecanlandık. Başladık manzaraya doymaya. Bu arada tren oldukça rahattı neredeyse hiç sarsmadı. Tren hareket edince, simit,çay, kahve gibi satışlar başladı. Tuvaletler her vagonun arkasında bir tane ve temizdi. Sorunsuz, oldukça rahat bir şekilde Sapanca'ya vardık. Şansımıza hava yağmurlu ve soğuktu. Tren garından çıkar çıkmaz artık aktif olmayan bir botanik bahçesi karşıladı bizi, sonrasında da bir ara sokak. Ara sokaktan yürürken ileri de bir kalabalık ve şemsiyeler gördük. 'Aaa semt pazarına denk geldik' diye sevindik anlamsızca ☺ Kalabalığa doğru yaklaştıkça fark ettik ki semt pazarı sandığımız şey trenden inerken okunan selanın cenazesiymiş. Yani o şemsiyeler pazar için değil cenaze evi için kurulmuş. 🙈

    Sapanca Rüstem Paşa Hamamı Restitüsyonu. Evliya Çelebi 1640 yılında Sapanca'dan geçerken ilçeyi şöyle tanımlar: 'Kasabada Sarı Rüstem Paşa 170 ocaklı büyük bir han yaptırmıştır. Güzel bir camisi, hamamı ve çarşısı vardır. İmaretleri gök kurşunla kaplıdır. İmaretlerin tamamı Mimar Sinan yapısıdır. '

    Sapanca'da özel olarak görülecek bir tek saat kulesi ve tarihi bir hamam vardı. Ama biz etrafı gezmek istedik. Yağmurdu, soğuktu derken temel ihtiyaçlardan biri olan tuvalet için önümüze çıkan bir camiye girdik. Erkek bölümü iyi, hoş, yola bakan bir taraftaydı, kadınlar bölümü ise mezarlıkla dipdibe ve karanlıktaydı. Kadına verilen değere kızdığım için yazdım bunu özel bir sebepten değil yani.


    Etrafı keşfetmek maksadıyla yürüdük, merkez zaten küçük olduğu için en yakın ormanlık yer Natürköy'e yürüme hedefi koyduk ve rotamızı o yöne çevirdik fakat havanın gittikçe soğuması, yağmurun şiddetini arttırmasıyla rotamızı göl kıyısına çevirip, soba başında ya da şömineli bir mekan aramaya karar verdik.

    Göl kıyısına vardığımızda ufak çapta bir şaşkınlık yaşadık. Her yerde Arap kafileleri ve göl kıyısı boyunca nargile dumanından geçilmeyen, Arap ezgileri yükselen kafeler. Hatta göl kıyısında saltanat kayıkları. Dumanaltı mekanlara oturmak istemediğimiz için kıyı boyunca yürüdük ve gözümüze hoş görünen bir mekana girdik. İlk sorduğumuz soru 'Nargile yok değil mi?' oldu ve aldığımız hayır cevabıyla bir oh çektik resmen. Gülizar Bahçe 'den detaylı bahsettiğimiz yazı diğer blogumuzda yerini aldı ama şömine diye kalbimizden geçirirken, şöminenin yanına düşmek çok güzel bir şans oldu. İliklerimize kadar ısındık zira Gülizar Bahçe'ye girdiğimizde baştan aşağı sırılsıklamdık.


    Tren saatine kadar şöminenin başından ayrılmadık. Dönüş trenimiz 18:00'da olduğundan 16:30 gibi kalktık. Yavaş yavaş tren istasyonuna doğru yürüdük. Hediyelik almak için bir yer aradık ama bulamadık daha doğrusu Arap motifleri içermeyen, Sapanca'ya ait bir şey bulamadık alınabilecek. Tren istasyonuna vardığımızda 40 dakikalık bir rötor olduğunu öğrendik. 18:50 gibi trene binebildik. İlerledikten bir süre sonra da yaklaşık 20 dakika trenin içinde beklemek zorunda kaldık ama bu sürede simit-ayran ikilisiyle günü sonlandırdık.

    Sapanca adının Sabancı Baba'dan geldiğine inanılır. 

    Sabahın 5:30'unda başladığım günü 22:20 gibi eve girerek sonlandırdım. Kültürel bir geziden ziyade sadece İstanbul'dan çıkmak, tren yolculuğu yapmak ve yeni bir görmek istedik. Sapanca'yı sevdim mi? Açıkcası hayır. Belki hava şartlarından dolayıdır ama inanılmaz kasvetli ve mutsuz insanların olduğu bir yer gibi geldi bana. Sokakta bir tane kadın göremedim, gördüklerimin ellerinde de ya poşetler vardı ya da çocuk. Mis gibi ormanın içinde küçük bir ilçesin sen, mutlu olman gerekir. Bir de her yerde neden o kadar çok dilenci vardı? Hatta dilsiz numarası yaparak yanımıza gelen çocuk, sonrasında neden gayet rahat konuşarak yanımızdan ayrıldı? Türk olarak tanıtılması gereken güzel bir sürü ezgimiz varken neden göl kıyısındaki mekanlardan Arap ezgileri yükseliyordu?


    Tren yolculuğu yapıp, yapılacaklar listemizden bir madde daha eksilttik, keyifli vakit geçirdik. Gitme amacımıza uygun olarak da iyi hissedip geldik. Bir gün arabayla keşfede keşfede gitme planı yapıp, hatta belki bir gün kamp yaparız dedik. Yani Sapanca, seninle işimiz henüz bitmedi ☺

    Bir sonraki ay için yeni rota planlanıyor...

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın! 

    Devamını Oku
    Herkese Selam,

    Bu hafta oldukça kazançlı bir görevi sonlandırıyorum. Tabii ki devam ediyor olacağım çünkü kenarda biriken su damlalarının göle dönüştüğünü görmek oldukça keyifli. Biriken parayla online bir eğitim de satın alabilirim yeni bir deneyim de. Henüz karar vermedim fakat boşa harcamak yerine kendimi artıya çevirmiş oldum.

    Sonlandırıyorum dedim çünkü yeni bir göreve başlayacağım yarın itibariyle.

    Zamanı yönetememek hepimizin en temel sorunu haline gelmeye başladı teknolojinin hayatımıza daha çok adapte olmasıyla beraber. Hem iş hayatımla hem kendi işlerimle hem de blogla ilgileneyim derken hiçbir şeye yetişemiyorum. Yapılacaklar listesi dağ gibi olurken ya elim telefonda kalakalıyorum ya da bir madde bile eksiltemeden gün bitmiş oluyor. Yalnız olmadığımı biliyorum çünkü hepimiz aslında yapmak istediğimiz işler yerine bambaşka şeylere vakit harcarken buluyoruz kendimizi. Bu yüzden de artık günlük bir yapılacaklar listesi oluşturup önce onları bitirip sonrasında kendime kalan vaktin keyfini çıkaracağım.



    Hazır mıyız yeni görev geliyor ☺

    7. Görev; 14.01.2019 - Günü Planla!

    Her sabah 10 - 15 dakikalık bir süreçte kahvemi içerken, günü planlayacağım. Zor maddeden kolayına doğru ve aciliyetine göre sıralayacağım. Yetiştiremeyeceğim şekilde hepsini aynı güne de sığdırmaya çalışmadan, dozunda bir yapılacaklar listesi ile günü planlayacağım. 
    Yapılacaklar listesindeki maddeler üzerine çalışırken, diğer hiçbir iş ile ilgilenmeyeceğim ki yarıda kalmasın. Bu nasıl olacak peki? Maddeler üzerine yoğunlaştığımda dikkatimi dağıtan ne varsa o engelleri ortadan kaldıracağım. Mesele telefonumsa dikkatimi dağıtan, sessize alacağım, bildirimlerimi kapatacağım.

    Yeni bir göreve aynı heyecanla hazırım.

    Zamanı daha iyi yönetebilirsem, kendime ve planladıklarıma daha çok vakit ayırabilirim.

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!

    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!
    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!
    6. Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At

    Devamını Oku
    Herkese Selam,

    Plastik poşet kullanımıyla ilgili görev oldukça başarılı olup, en sevdiğim görevlerden biri oldu. Çünkü hem uygulaması benim için kolaydı hem de faydalı bir şey yaptım gelecek için. Evet, çok büyük çapta bir şey değildi fakat etkiliydi. Kaldı ki bir şeyleri değiştirmek istiyorsak kendimizden başlamamız gerektiğini artık biliyoruz.

    Yeni yılla beraber biraz birikim yapmak istiyorum. Fakat bunca yıl bunu hiç başaramadım. Hep başlayıp biriktirdiklerimi markette abur cubura harcadım. Sırf gereksiz harcamalarımdan kaçınıp sonrasında faydalı şeylere harcamak istediğim için bu yıl bir kumbara edindim.



    Ve evet 6. Görev geliyor ☺

    6. Görev; 07.01.2019 - Cebindeki Bozuklukları Kumbaraya At!

    Bu hafta ve bundan sonrasında para biriktirme konusunda daha emin adımlar atabilmem bu görevi başarıyla bitirmem de yatıyor. Bu hafta boyunca cebimdeki tüm bozuklukları kumbaraya atacağım. Yoksa da cebimdeki en bozuk para hangisiyse onu kumbara ile buluşturacağım ki bahanem olmasın.

    Biriktirdikten sonra harcamayı hedeflediğim bir durum yok. Ama daha çoğu hedefleme gibi bir planım var. Çünkü ne kadar çok olursa biliyorum ki biriktirmek için gereksiz harcamalarımı daha çok keseceğim ve birikimi daha faydalı bir hayale dönüştüreceğim.

    Hayallerimiz olmasa bu kadar tutkuyla bağlanıbilir miyiz acaba hayata?

    Sevgiyle ve sağlıkla kalın ❤

    Bir de blogta kalmak ve yazılardan haberdar olmak için yandaki 'E-Mail Gönderelim' kutucuğuna mail adresini bırakmayı unutmayın!

    1. Her Gün İhtiyacın Olan Suyu İç!
    2. Günü Erken Karşıla!
    3. 25 Sayfa Kitap Oku!
    4. Daha Fazla Hareket!
    5. Plastik Poşete Hayır!


    Devamını Oku
    Yenİ
    Yazılar
    Eskİ
    Yazılar

    Hakkımda

    Fotoğrafım
    Ayşe Baykal Girginkoç
    Hayat, ciddiye almak için çok kısa; keyif almak için çok uzun bence..
    Profilimin tamamını görüntüle

    Takİp Edİn

    • facebook
    • twitter
    • instagram

    En Son Yazılanlar

    E-Posta Gönderelim!

    * indicates required

    Arşİv

    • ►  2022 (1)
      • ►  Nisan 2022 (1)
    • ▼  2019 (13)
      • ►  Mart 2019 (6)
      • ►  Şubat 2019 (3)
      • ▼  Ocak 2019 (4)
        • 52 Hafta 52 Değişim - 8. Her Güne Bir Kayıt!
        • Bir Günde Sapanca
        • 52 Hafta 52 Değişim - 7. Günü Planla!
        • 52 Hafta 52 Değişim - 6. Cebindeki Bozuklukları Ku...
    • ►  2018 (12)
      • ►  Aralık 2018 (6)
      • ►  Kasım 2018 (2)
      • ►  Eylül 2018 (1)
      • ►  Temmuz 2018 (1)
      • ►  Nisan 2018 (1)
      • ►  Ocak 2018 (1)
    • ►  2017 (12)
      • ►  Temmuz 2017 (1)
      • ►  Haziran 2017 (2)
      • ►  Mayıs 2017 (1)
      • ►  Mart 2017 (3)
      • ►  Şubat 2017 (4)
      • ►  Ocak 2017 (1)
    • ►  2016 (34)
      • ►  Aralık 2016 (2)
      • ►  Kasım 2016 (1)
      • ►  Ekim 2016 (4)
      • ►  Temmuz 2016 (4)
      • ►  Haziran 2016 (1)
      • ►  Mayıs 2016 (3)
      • ►  Nisan 2016 (4)
      • ►  Mart 2016 (4)
      • ►  Şubat 2016 (6)
      • ►  Ocak 2016 (5)
    • ►  2015 (4)
      • ►  Kasım 2015 (3)
      • ►  Ekim 2015 (1)

    İletİşİm Formu

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Son Okunanlar

    • Freddie VS Müslüm - Bu Bir His Savaşıdır!
    • Ertelemek Kaçmaktır, Değil Mi?

    En Çok Okunanlar

    • 20li Yaşlarda Okunması Gereken 12 Kitap
    • Kaliteli Zaman ft. İyi İlişkiler!
    facebook Twitter instagram

    Created with by Ayşe Baykal | Distributed By A Piece of Passion in Life

    Back to top